Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai’nin acıklı bir aşk hikâyesi üzerinden kölelik ve özgürlük konularını işlediği romanıdır. Yazar bu eserinde, kölelik kurumunu, Osmanlı burjuvazisini ve insanın kendisinin değil ait olduğu sosyal sınıfın önemsenmesini eleştirerek, insanların eşit olduğu fikrini savunur.
İslam Bey, gönüllü olarak orduya gidecektir ve uzaktan sevmekte olduğu Zekiye ile vedalaşmak ister. Zekiye’ye, kendisi hakkında beslediği sevgiyi anlatır. Kız da ona karşı kayıtsız olmadığı gibi, onun arkasından o da erkek elbisesi giyerek gönüllüler takımına karışır, Silistre’ye kadar gider...
Fin ulusunun yeniden doğuşunu anlatan Grigory Petrov tarafından yazılan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, yayımlanışının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen kusursuz bir devlet kalkınma planını detaylarıyla ortaya koyuyor.
İlk basımı 1885 yılında yapılan İnsan Ne ile Yaşar? Tolstoy’un yalın üslubunu yansıtan sevgi, barış, merhamet ve mülkiyet temalarının işlendiği altı öyküden oluşuyor.
Komedilerinde aydın kesim ile halk, saray ile şehir arasındaki ayrılıkları gidermek asıl amacıydı. Eserlerinde değindiği toplumsal yergiler saray çevresini ve soyluları rahatsız ettiği için yasalara, geleneklere karşı gelmekle suçlandı.
‘‘Onun hayatı da öyle değil miydi? Son günlerin hoşluğu ile beraber, şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün ve kasvete düşmemiş miydi? Tıpkı şimdi düşündüğü gibi, nasıl yaz elindeki saadetten habersiz geçip ilk kış hücumuyla üzülürse, o da demin anlamamış, özlem duymamış mıydı? Tekrar hayatına başlamak arzusu, bugün tekrar yaz olmak emeli gibi değil miydi? Bir yıldır onu harap eden endişelerin, hüzünlerin ne olduğunu artık iyice görüyor, ‘İşte benim eylülüm!’ diyordu.’’